Düşük nedir, neden olur?

Düşük, bir gebeliğin 20 haftadan önce sonlanmasıdır (normal bir gebelik 40 hafta sürer). Düşüğün birçok farklı nedeni olabilir: Bir fetus, sıklıkla genetik bir nedene bağlı olarak yaşamını devam ettiremeyebilir, annenin kontrol edilemeyen şeker hastalığı ya da fetusu taşımaya uygun olmayan bir rahim anomalisi gibi tıbbi bir sorunu olabilir.

 

Düşüğün farklı türleri var mıdır?

  • Düşük tehditi ne demektir?

Gebeliğin erken döneminde vaginal kanama olması ancak başka bulgu veya belirti olmaması durumuna düşük tehditi adı verilir. Rahim ağzı kapalıdır ve yeterli büyüklükte ise bebeğin kalp atımları ultrasonda saptanabilir. Düşük tehditi olan hastaların büyük çoğunluğunda kanama durur ve gebelik devam eder. Nadiren de kanama artabilir ve düşük gerçekleşir.

 

  • Önlenemez düşük ne demektir?

Önlenemez düşük, düşüğün kaçınılmaz olduğu durumdur. Rahim ağzı açıktır, kanama yoğundur ya da gittikçe artmaktadır ve karın ağrısı / sancı mevcuttur.

 

  • Tam olmayan düşük ne demektir?

Bir kadın gebelik materyalinin büyük bir kısmını düşürdüğünde, ancak bir kısmı rahim içinde kaldığında buna tam olmayan düşük denir. Sıklıkla fetus düşmüş ancak plasenta (bebeğin eşi) ya da membranların (bebeği saran zarlar) parçaları rahim içerisinde kalmıştır. Bu durumda rahim ağzı düşük sonrasında açık kalır ve kanama devam eder.

 

  • Tam düşük ne demektir?

Tüm gebelik materyali rahim dışına atıldığında buna tam düşük denir. Bu durum, 12 haftadan önce gerçekleşen düşüklerde oldukça sıktır. Düşük sonrası kanama ve sancılar kendiliğinden geçer. Muayenede rahim ağzı kapalıdır ve tanının doğrulanması için mutlaka ultrason incelemesi gerekir.

 

Hangi kadınların düşük yapma riski daha yüksektir?

  • İleri yaştaki gebelerde düşük, genç gebelerden daha sık görülmektedir
  • Önceden düşük yapmış olanlarda tekrarlayan düşük riski, hiç düşük yapmamış olanlara göre daha yüksektir
  • Sigara kullananlar: Günde 10’dan fazla sigara düşük riskini artırır
  • Alkol alanlar: Hangi miktardaki alkolün gebelikle güvenli olduğu bilinmemektedir. Ancak 1 haftadan küçük gebelikte günde 3 kadehten fazla alkol tüketiminin düşük riskini artırdığı ispatlanmıştır.
  • Ateş: 37,8 ºC ya da daha üzerinde ateşi olan kadınlarda artmış düşük riski görülür
  • Travma: Doğrudan rahim üzerine olan travmalar da risk yaratır. Buna, amniyosentez, koryon villus örneklemesi gibi rahim içine müdahale uygulanan durumlar da dahildir.
  • Kafein: Çok fazla miktarda (yaklaşık günde 300 mg ya da daha fazla) kafein tüketen kadınlarda düşük riski artar.

 

Düşük tanısı nasıl konur?

Bazı durumlarda klinik bulgu ve belirtilere ve muayene bulgularına göre, örneğin rahim ağzı açık olduğunda ya da gebelik materyali rahim ağzı ya da vagende görüldüğünde olduğu gibi, düşük tanısı kolaylıkla konabilirse de, sıklıkla ultrason incelemesi gerekir. Özellikle erken gebelikte vaginal kanama olduğunda fetusun canlı olup olmadığının anlaşılabilmesi ya da bunun bir rahim içi gebelik olduğunun doğrulanması için mutlaka ultrason yapılmalıdır.

 

Düşüğün belirtileri nelerdir?

Düşüğün en sık nedeni vaginal kanama ya da karın ağrısı / sancısıdır. Bununla birlikte, ateş, vagenden parça düşmesi, kötü kokulu akıntı gelmesi de olabilir, ancak bunların hiçbiri tek başına düşük yapıldığını göstermez. Sizde bu belirtilerin herhangi birinin varlığında lütfen en kısa zamanda hekiminize başvurunuz.

 

Düşük tedavi edilebilir ya da önlenebilir mi?

Ne yazık ki, düşük başladıktan sonra durdurulamaz. Ancak, sigara, alkol, kafeinden uzak durursanız ve karın bölgenizi dış travmalardan korursanız düşük yapma riskinizi azaltmış olursunuz.

Aslında erken gebelikte düşük oldukça sık görülür, tüm erken gebeliklerin yaklaşık %8 – 20’si düşükle sonuçlanır, bunların %80’i  de ilk 12 hafta içinde gerçekleşir. Düşükle sonuçlanan gebeliklerin %41’inde kromozom anomalisi (genetik bir bozukluk) olduğu tespit edilmiştir.

Düşük tehditi denen durumun varlığında, gebeliğin ilk üç ayında, gebelik kaybını önleyebilecek bir yöntem bulunmamaktadır. Yatak istirahati sıklıkla uygulanmaktaysa da, bunu kanıtlayacak herhangi bir klinik çalışma yoktur. Cinsel ilişki de tipik olarak yasaklanmaktadur, ancak bunu destekleyen veri de yoktur. Gerçekte, düşük tehditi durumlarında sıklıkla kullandığımız progesteron gibi hormon desteği tedavisinin ve rahim kasını gevşetici ilaçların da yararı bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış değildir. Kısacası, diyebiliriz ki biz hangi önlemleri alırsak alalım, hangi ilaçları kullanırsak kullanalım, bir gebelik düşükle sonuçlanacaksa düşecektir, tersine, düşmeyecekse de biz ne yaparsak yapalım düşmeyecektir.

Ancak, hiçbir önlem alınmadığında, hastamız ve biz, acaba bu ilacı kullansaydık, ya da örneğin bu seyahate çıkmasaydı ya da yatak istirahati yapsaydı bu olmaz mıydı, kanaması durur muydu, bebek düşmez miydi sorularından kurtulamayacağımız için, biz hem bu önlemleri alıyor, hem de bebeğe hiçbir zararı olmayan progesteron desteği gibi ilaçları kullanıyoruz.

 

Düşüğün tam düşük olup olmadığı ya da bazı parçaların rahim içinde kaldığı nasıl anlaşılır?

Bir düşük gerçekleştiğinde, düşen materyal detaylı olarak incelenmeli ve bunun bir gebelik ürünü olup olmadığı anlaşılmalıdır. Sıklıkla fetal membranlar görülür ancak bir embriyo saptanamayabilir. Tam bir kese şeklinde bir materyalin gelmesi, rahimde güçlü bir kasılma ve kanama olup arkasından sancıların kesilmesi sıklıkla tam bir düşük gerçekleştiğini gösterir.

Plasenta parçalasının çıplak gözle bakıldığında kan pıhtısından ayrılması güç olabilir. Plasental dokuyu bir miktar suyun içine koyup hafifçe çalkalayınca eğreltiotu gibi görünür ve suyun içinde iken denizde yüzen yosuna benzer. Ultrason yapılarak rahim içinde parça kalmadığı da doğrulanmaya çalışılırsa da, ne yazık ki parça kalmadığını kesin olarak gösteren ultrasonografik kriter yoktur.

 

Düşük yaptıktan sonra ek bir tedavi gerekir mi?

Aslında tam düşüklerin tedavi edilmesi gerekmese de, tam ve tam olmayan düşükler birbirinden klinik ya da ultrasonografik olarak net olarak ayrılamayacağından, bazı hekimler ilk üç ayda gerçekleşen bütün düşüklerde küretaj yaparak rahim içerisini temizler. Ancak bu hekimden hekime değişebilen bir yaklaşımdır. Eğer ultrasonda rahim içerisi boş görünmekteyse (bazı kaynaklara göre rahim çizgisi14 mmya da altı) ve kanama minimalse, daha fazla tedavi yapmak gereksizdir.

Ultrasonla tam olmayan düşük ya da ilk üç ayda kalp atımı durmuş bir fetus (missed abortus) saptandığında, müdahale ile rahimin içinin temizlenmesi, kalan parçaların tamamen düşmesinin beklenmesi ya da ilaç kullanılarak kalan parçaların düşmesinin kolaylaştırılması yöntemlerinin üçü de uygulanabilir. Yapılan büyük çalışmalarda, her üç yaklaşımın da etkin olduğu, ancak küretaj yapılarak rahim içinin temizlenmesinin tüm kalan materyallerin 48 saat içinde temizlenmesini sağlama başarısının diğerlerinden daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır.

 

  • Düşük sonrası, küretajla rahim içinin temizlenmesi

Gebeliğin ilk üç ayındaki ya da ikinci üç ayının başındaki gebelik kayıplarının geleneksel tedavisi, rahim içinde kalan gebelik artığı materyallere bağlı olarak olası kanama ya da iltihabi durumların önlenebilmesi için, rahim ağzının genişletilerek küretaj yapılmasıdır. Riksleri ve komplikasyonları çok fazla olmayan bir yöntemdir ve oldukça etkin bir şekilde kanama kontrolü ve rahim boşaltılması sağlar. Küretaj, yoğun kanaması olan ve kalan parçaların kendiliğinden düşmesinin beklenmesi istemeyen, daha fazla sancı çekmek istemeyen hastalarda tercih edilecek yöntemdir.

Düşük sonrası enfeksiyondan korunma amacıyla doksisiklin kapsül (toplam iki doz olarak, 12 saat arayla ağızdan 100 mg) kullanılması önerilmektedir.

 

  • Düşük sonrası, ilaç kullanılarak rahim içinin temizlenmesi

Küretaj olmak istemeyen, kanaması yoğun olmayan hastalarda ilaç kullanılarak da artık parçaların düşürülmesi sağlanabilir. Ancak bu amaçla kullanılan ilacın kullanımı Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklanmış ve sadece hastanede yatan hastalarla sınırlandırılmıştır. Bu nedenle, bu tedavinin uygulanabilmesi için hastaneye yatmanız gerekmektedir. Tıbbi tedaviye rağmen yine de bazı parçaların kalabileceği ve sonunda küretaj gerekebileceğini unutmamak gerekir.

 

  • Düşük sonrası, kalan parçaların kendiliğinden düşmesi beklenemez mi?

13 haftadan küçük gebeliği olan, yaşamsal bulguları stabil olan ve enfeksiyon bulguları olmayan kadınlarda bekleme tedavisi de yanlış olmayan bir seçenektir. Ancak yapılan çalışmalarda, kanama, parça kalma ve acil küretaj gereksinimi riskinin bu yöntemle daha yüksek olduğu gösterilmiştir.

 

Düşük yaptıktan sonra nelere dikkat etmeliyim?

Kan grubu negatif olan kadınlarda, eğer eşinin kan grubu pozitifse, mutlaka düşük sonrasında kan uyuşmazlığı iğnesi (Rh(D) immünglobulin) yapılmalıdır. 12 haftaya kadar olan gebeliklerde 50 mikrogram doz yeterli olsa da, sıklıkla herhangi bir zararı olmadığından standart doz olan 300 mikrogram uygulanmaktadır.

Küretaj sonrası iki hafta süreyle cinsel ilişki ve tampon kullanma önerilmemektedir. Ayrıca düşük yaptıktan sonra tekrar gebe kalmak için iki ya da üç ay beklenmesi uygundur.

Düşük yapan bir kadına, düşükten hemen sonra rahim içi araç (RİA – spiral) takılmasında ya da herhangi başka bir doğum kontrol yöntemi kullanılmasında sakınca yoktur.

Düşük sonrası birkaç haftaya kadar hafif bir vaginal kanama devam edebilir. Eğer yoğun kanama, ateş ya da karın ağrınız olursa lütfen hekiminize başvurunuz. Adet kanamaları sıklıkla altı hafta sonra başlar, bu süre uzadığında yeni bir gebelik ihtimali düşünülmelidir.

Serum kanda gebelik testi (beta HCG) seviyeleri tam bir düşükten iki – dört hafta sonra negatife döner. Bu nedenle düşük yaptıktan hemen sonra gebelik testinin pozitif çıkması normaldir, negatifleşmesini beklemek gerekir.

 

Bir kez düşük yapan bir kadının tekrar düşük yapma riski ne kadardır?

Bir kez düşük yapan bir kadının sonraki gebeliğinde düşük yapma riski %20, iki kez düşük yapan bir kadının sonraki gebeliğinde düşük yapma riski %28, üç kez ya da daha fazla düşük yapan bir kadının sonraki gebeliğinde düşük yapma riski %43’tür. Bir kadın iki kez ya da daha fazla düşük yaptığında bu tekrarlayan düşük kabul edilmeli ve nedeni araştırılmalıdır.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çözümü giriniz *

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.